Mezara Mahkum-Yorum



Yarı vampir Kedicik Cat Crawfield altı yıl önce tanıştığı ölümsüz aşkı Bones'la birlikte, ta ilk günden beri ölümsüzlere karşı savaştı, intikam peşinde koşan bir usta vampirle uğraştı ve aşkını kan bağıyla mühürledi. Artık tatil zamanı! Ama müthiş bir Paris seyahati hayali, Kedicik'in bir gece dehşet içinde uyanmasıyla son buldu. 
Cat, Gregor adında, Bones'dan daha güçlü bir vampirle ilgili rüyalar görüyordu. Üstelik bu vampirle arasında Cat'in bile bilmediği bir bağ vardı. 
Gregor, Cat'in kendisine ait olduğuna inanıyordu. Onu elde edene kadar da durmaya niyeti yoktu. Kedicik'in kabuslarını süsleyen vampirle, kalbinin sahibi arasında bir savaş çıkması kaçınılmazdı ve Gregor'un etkisini sadece Cat yok edebilirdi. Şimdiye kadar karşısına çıkan en amansız kan emiciden kurtulmak için Cat'in bütün gücünü toplaması gerekiyordu. Bu güç, onu mezara mahkum etse bile...

****************************************************


 Şu an çok ama çok kızgınım sayın okuyucular. Jeaniene, bu kitapla resmen Cat'i de beni de mahvettin.

 Spoilers!!!!

 Öncelikle o Bones denen kemik kafalıyla başlamak istiyorum. Bones, sana niye ısınamadığımı buldum sonunda. Çünkü sen tam bir kamilsin! Evet, bu kitap Bones'un ne kadar kamil olduğunun tescillendiği kitap arkadaşlar. Yani o güzelim Cat, seni bir kez daha kurtarmak için canını dişine takıyor, sen gitmişsin, "Beni yine terk etti, o beni niye koruyor ki, ben ondan daha güçlüyüm..." Bla,bla,bla! Bir de beyfendi plan yapıyor ama Cat'e söyleme zahmetinde bulunmuyor. Tamam, Cat'e verilen tüm bilgiler düşmana gittiği için söylemedin ama az da olsa çaktırmadan bir şey çıtlat, sevgilin onu anlayacak kapasitede, senin aksine! Dua et, o kamilliğine rağmen Cat ile seni gerçekten çok yakıştırıyorum, Cat'imi çok güzel sırtlıyorsun, yoksa çoktan nefretlik listeme girmiştin!

 Diğer konuysa Rodney. Şimdi bu güzelim karakter niye öldü ha!!!! O kadar ölmesi gereken gerzek karakterler varken (en başta Tate diyorum, olmadı o iğrenç vampir Ian) Rodney'in ölmesi. Bir de Justina zorla vampir oldu. Adam belki Justina'ya (Cat'in annesini) vampirleri zamanla sevdirecekti. Üffff, gel de somurtma! Yalnız son 2 kitaptır şu Ian, Justina'ya baya yazıyordu. Yazar, gidip de Justina ile Ian'ı çift yaparsan sana hakkımı helal etmem!

 Pekala, şimdilik öfke krizim bitti. Bundan sonrası kitapla ilgili yorum olacak. Yukarıdaki isyanlarımdan anladığınız üzere, kitap aksiyondan duygusallığa geçiş yapmış durumda. Beğendim mi, aslında evet. Yazar yine beni yanıltmadı ve harika bir iş ortaya koymuş.

 Vlad, geçen kitaba göre daha ağırlıktaydı. Ve hele şükür, yazarın erkek vampirlerinden birini sevmeye başladım. (Gerçi bir de Cat'in eski birliğinden olan Juan var diyeceğim ama Tate'den sonra o mu vampir olmuştu hatırlayamadım, yanlışlık yaptıysam kusura bakmayın.)  Vlad, gerçekçi ama bulduğu her fırsatta ille birine sözlü olarak sataşacak :D Cat ile gelişen dostlukları da çok hoştu. Yalnızzz, şöyle de bir sorun var, Jeaniene'in Vlad'ını sevsem de gönlümde başka bir Vlad Tepesh yattığı hatta ona taptığım için, üzgünüm Jeaniene'in Vlad'ı sevgimi kazanmak için baya geç kaldın. Keşke başka bir karakter olarak çıksaydın karşıma.

 Kitapta sevdiğim diğer şey Tate'in bir yerde görünmesi. İnşallah hiç görmeyeceğimiz günler de gelecek. (sinsi sırıtış) Ian, hala iğrençsin -_- 

 Puanım: 4,75/5

Yorumlar