Everything And The Moon - Yorum



 Bu sene elimde olan İngilizce dilindeki Julia Quinn kitaplarını bitirmeye niyetliyim. Şu an 1 tanesini bitirmiş bulunmaktayım. Eğer İngilizce dil bilginiz orta düzeyse ve kurslarda verilen öyküler yerine gerçek bir kitaptan başlamak istiyorsanız Julia tam size göre. Okuması gerçekten çok kolay.

 Everything And The Moon, "Lyndon" serisinin ilk kitabı. Seri 2 kitaptan oluşuyor, 2 kız kardeşin yaşadıkları anlatılıyor.

 Normalde yorumlarda pek konu anlatmam ama bu kitap çevrilmediği için azıcık özet geçeceğim. Tabi bu durum diğer Julialar için de geçerli olacak.

 Konu: Macclesfield Kontu Robert Kemble, kendi topraklarında bulunan gölde eğlenen bir kız görür ve saniyesinde aşık olur. Oyalanan kızımızın ayağı kayınca göle düşer. Çalılardan duyduğu sesle Robert'in geldiğini düşünür fakat karşısında gördüğü kişi kendi Robert'i değildir. Kont olan Robert, tanışmaları sonucu kızın isminin Victoria Lyndon olduğunu öğrenir. O da Robert'a ilk görüşte aşık olmuştur ve gece olunca aşklarını itiraf ederler.

 2 ay boyunca beraber olan çiftimiz evlenme kararı alır fakat ikisinin de babaları buna kendi sebeplerinden ötürü karşı çıkar. Böyle olunca ikili kaçmaya karar verir ve işler olumlu sonuçlanmaz. Bu durumdan sonra Robert Londra'ya gider, Victoria da babasına küser ve evden ayrılır.

 7 sene sonra Victoria bir evde mürebbiyelik yapmaktadır. Fakat işi hiç de güzel değildir. Evin hanımından ve oğlundan çok çeker. Evin hanımı birkaç gün sürecek bir davet hazırlar ve evine bir kont gelecektir. Victoria, evin oğlundan dolayı davetin ilk günü bir mağarada tutsak kalır. Tam çıkışı bulmuşken 2 aşığın konuşmalarına kulak misafiri olur. Yakalanan Victoria bir isim duyar ve şok yaşar: Macclesfield Kontu. Davete gelen kont bizim Robert'tir. 7 sene sonra ilk kez birbirini gören ikili büyük bir tartışmaya girer. 

 Tartışmadan sonra Robert, Victoria'yı unutamadığını anlar fakat ondan intikam almak da istemektedir. İntikamı da biçare olduğunu bildiği Victoria'yı metresi yapması olacaktır.

 Yorum: Yaklaşık 2 senedir Julia okumamıştım. Elimde 2 kitap da olduğu için bu seriden başlama istedim. Yazar karakterleri hemen birbirlerine aşık edeceğini yazdığından ilk saniyede aşk kısmını normal karşıladım. Kitabın giriş kısmı ve Victoria'nın mürebbiyelik yaptığı günlere kadar oldukça güzeldi. Sonrası maalesef çöküşün başladığı yer oldu.

 Mürebbiyelik anılarından sonra hikaye FMArsal'ın yazdığı bir kitaba dönüşmeye başladı. Robert sürekli Victoria'yı yanında tutmak için sözleriyle zorbalık yapıyor. Victoria da "Seni istemiyorum, anlamıyor musun?" tarzında cümleleri sıkça kullanıyor.

 Victoria'yı sevsem de Robert baya uyuzdu. Sürekli kendi istediğinin yapılmasını isteyen biri. Yapılmayınca sözlü zorbalığa geçiyor.

 Diğer Julia romanlarına göre aile bağlarının az göründüğü bir kitaptı. %95 Victoria/Robert arasında yaşananlardan oluşuyor. Olumsuz bir şey değil ama çoğunlukla aile bağları hakkında hikayeler okuduğum yazar bu konuda şaşırttı.

 Fakat kalem bildiğimiz Julia. Kitabı o sayede okuyabildim. Yoksa daha düşük bir puan verirdim.

 Puanım: 5/10

Yorumlar

  1. Bana Barbra Cartland ve Beyaz Dizi romanlarını anımsattı ama sanırım onlardan daha edebi. Fakat İngilizce roman okumak çok iyi oluyor, tanıttığın için çok teşekkürler. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Düşününce evet, söylediklerine %100 katılıyorum. Neyse ki beyaz dizi klişeleri sadece bu serisi için geçerli :D

      Sil
  2. Konuyu çok güzel özetlemişsin. kitap hakkında bilgim olmamasına rağmen merakla okudum. Julia'dan okumadığım çok kitap var. Çevirirlerse bunu da okumak isterim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dudaklarımda Şarkısın hariç bizde çevrilenleri okudum. Ama daha okunacak birkaç kitabı daha var. Bu serinin çevrildiğini görebilecek mi bu gözler?

      Sil

Yorum Gönder